İklim Değişikliklerinin Sektörlere Etkisi
- İsmail YOLCU
- 15 Mar 2019
- 3 dakikada okunur

Dünya, Küresel ısınma riskiyle karşı karşıya. Atmosferin sıcaklığı her gün biraz daha artıyor. Bu sıcaklık artışı iklimlerimizin değişmesine doğrudan etkilemekte. Peki iklimlerin değişmesinde neler etkili oluyor? Neleri değiştirebiliriz? İklimlerin değişmesi sektörlere nasıl yansıyacak? Bu soruların cevabını almak için Çevre Bilimcisi Dr. Uygar ÖZESMİ ve Ziraat Mühendisi Mithat EKİCİ ile görüştük.
Kömür, petrol, doğalgaz gibi yakıtların kullanımı, havaya salınan sera gazları, fabrikaların bacalarından ve egzozlardan çıkan gazlar. Çağımızın en büyük sorunlarından biri, belki de en önemlisi olan küresel iklim değişikliklerini ve doğal hayatın devamlılığını tehdit ediyor. Saydığımız bu etkenler önlem alınmadığı takdirde gelecekte iklimlerimizi değiştireceği öngörülüyor. Peki iklimlerim değişmesine etki eden diğer faktörler ne? Ne gibi önlemler alırsak değişimi azaltabiliriz? Küresel iklim değişikliklerinin nedenlerini, gelecekteki değişimlerin ne yönde olduğunu ve farklı sektörlere etkilerini belirlemek için Çevre Bilimcisi Dr. Uygar ÖZESMİ ve Ziraat Mühendisi Mithat EKİCİ ile görüştük.
“Şubat 2050’de 32.4 C’yi göreceğimiz tahmin ediliyor”
İklim değişikliğini etkileyen faktörlerle ilgili konuşan Özesmi, insan kaynaklı kullanımlara dikkat çekti. Hidrokarbon içeriğine sahip kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımının artmasının, asit yağmuru oluşumuna neden olduğunu, havanın karbondioksit oranını artırdığını, iklim değişikliğine neden olduğunu ve küresel ısınmanın nedenleri arasında görüldüğünü belirtti. İnsanların hava kirliliğine önem göstermediğini ifade eden Özesmi, “Atmosferimizin bize sonsuz hava verebileceğini düşünen insanlar var, yük gemilerinin havaya saldığı kirli gazlar, ulaşımda kişisel araç kullanımı, kömürlü termik santraller hava kirliliğini etkileyen unsurlar, bu şekilde atmosfere karbondioksit pompalamaya devam edersek felaket senaryolarının bizi beklediğini söyleyebilirim. Hatta IPCC’nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) verilerine göre Türkiye’de 1850-2016 yılları arasında sıcaklığın 1C arttığı görülmekte. Küçük bir artış gibi görülebilir ancak ortalama 1C’lik artış ekstremlerde 7,5C-15C’ye karşılık gelir. Veriler bu şekilde devam ederse Şubat 2050’de 32.4 C’yi göreceğimiz tahmin ediliyor.” diye konuştu.
“Ormanlık alanların yerini endüstriyel tarım alanlarının alması iklim değişikliğini artıran bir etken”
Özesmi, küresel iklim değişikliğinin önemli nedenlerinden biri olarak da ormanlık alanların yok edilerek yerine endüstriyel tarım arazilerinin kullanıma açılmasının büyük rolü olduğunu söyledi. Özesmi, endüstriyel tarım arazilerinde suni gübre kullanarak, hızlı ve güçlü ilaçlar kullanarak toprağın karbon tutma kapasitesini azaltıldığını, gezegenin azot ve fosfor dengesinin de bozulduğunu vurguladı. Endüstriyel tarım arazileri hakkında açıklamalarına devam eden Özesmi şöyle konuştu:” Kimyasal ilaçlar ile beslenen toprağın ürettiği ürünleri tüketiyoruz, yine burada üretilen ürünlerin pazarlanırken ulaşım araçlarının havaya saldığı gazları solumak zorunda kalıyoruz. Dilovası deterjan üretiminin en yoğun olduğu bölge aynı zamanda kanserli insan sayısının da en fazla olduğu yerlerden biri. Artık doğaya ve insana bu denli zarar veren yapıların değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela “good4trust.org” diye bir siteden bahsetmek istiyorum size. Tüketimi değil, kullanarak dönüştürmeyi benimseyen, adil ve doğayla dost kişilerin yer aldığı bu platformda deterjanı fırınların küllerinden üreten, kurabiyelerini doğal yollarla yapan ve doğaya minimum zarar veren insanlar var. Bu çalışmaları artırırsak kendi adımıza doğaya gerekli önemi vermiş oluruz diye düşünüyorum.”
“İklim değişikliği, tarımda rekolteyi azaltacak, biyolojik çeşitlilik kaybına neden olacak”
Küresel iklim değişikliğinin sektörlere olan etkileri ile ilgili bilgiler veren Ekici, tarım ve gıda güvencesi, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık, doğal afet risk yönetimi ve insan sağlığı alanlarında ileride görülebilecek etkilerine değindi. Ekici, tarımda öngörülen iklim değişikliklerinin üretimi, üretim yerlerini ve hayvancılığı etkileyeceğini, aşırı hava olaylarının şiddetinin ve artma olasılığının tarımda rekoltenin azalması riskini önemli ölçüde artıracağını söyledi. İklim değişikliğinin tarım sektörüne olan etkisinin gıda güvencesi açısından esas olduğunu belirten Ekici şöyle konuştu: “İklim değişikliğinden kaynaklanan etkilerle; tarımda su oranının azalması, su kalitesinin bozulması, biyolojik ve ekosistem hizmetlerinin korunamaması, dolayısıyla tarım ekosisteminin bozulması, sürdürülebilir tarımsal üretimin değişmesi, hayvancılığın etkilenmesi, meraların bozulması, çiftçilerin iklim değişikliğine uyum konusunda kapasitelerinin yetersizliği gibi koşullar gıda güvencesini sıkıntıya sokan etkenlerdir.” İklim değişikliğinin, giderek karasal ve denizel ekosistemlerin yanı sıra biyolojik çeşitliliğin kaybına da neden olacağını belirten Ekici, orman verimliliğindeki değişikliklerle birlikte ağaç türlerinin coğrafi dağılımında da değişiklikler olabileceğini söyledi. Ekici, kıyılar ve deniz ekosistemleri üzerinde de aşırı etkilerin meydana gelmesi ve kıyı erozyonunun artabileceğini belirtti.
“İklim değişiklikleri ile artan göç hareketleri bulaşıcı hastalıkları artıracaktır”
İklim değişikliğine bağlı olarak özellikle taşkın ve kuraklık gibi su döngüsünün değişmesine duyarlı doğal afetlerin sıklığı, şiddeti ve ülke çapındaki mekânsal dağılımlarında artışlar öngörüldüğünü belirten Ekici, kış aylarında yüzeysel akışa geçen su miktarının artması, taşkınlar konusunda ilave önlemlerin alınması ve altyapı çalışmalarının geliştirilmesi gerektiğinin önemine dikkat çekti. İklim değişikliğinin turizm sektörüne zararları hakkında açıklamalarda bulunan Ekici, yapılan bilimsel çalışmalarda, özellikle 21.yüzyılın ortasından itibaren turizm de bölge tercihlerinde önemli değişimler beklendiğini söyledi. Ekici, kutuplardaki buzulların erimesine neden olması beklenen sıcaklık artışının, deniz seviyesini yükselteceğini, su yükseltisinin artması kıyı şeritlerinde adaları, kumsalları tehlike altında bırakabileceğini, bu durumunda ülkemizdeki turizm kentleri olan kıyı kentlerini olumsuz etkileyeceğini belirtti. Ekici, küresel ısınmaların giderek artmasının ve yağan kar oranının azalmasının sonucu olarak kış turizminin de olumsuz etkilenebileceğini vurguladı. Değişen iklim koşullarının, insan sağlığı üzerinde önemli ölçüde etkiler yaratacağını belirten Ekici, şunları söyledi:” Artan göç ve turizm gibi insan hareketlilikleri, bulaşıcı ve yeni hastalık yapıcı mikroorganizma veya vektörlerin ortama girmeleri ve yeni yaşam ortamları bulmaları beklenen ısınma karşısında muhtemel olduğundan risk alanını oluşturmakta. Ayrıca iklim değişikliği nedeniyle haşarat tarafından taşınan ciddi bulaşıcı hastalıkların yayılması ihtimali artmakta.”
Comments